Slow November kapsamında bu ay, tıpkı bizim gibi yavaşlayan ve sizi daha sakin ve farkında bir alışveriş deneyimine davet eden diğer lokal markalarla bir araya geliyor, onları tinyblog’da ağırlıyor, sorularımızı sıralıyoruz. İlk konuğumuz Abtira’nın kurucusu Anna Batyra. Haydi biraz yavaş, sürdürülebilir ve bilinçli cilt bakımı konuşalım!
Yavaşlamak… Abtira için neyi ifade ediyor?
20. yüzyılda kapitalizm ve fazla tüketim, yaşadığımız hızlı hayatlar içinde kendimize iyi bakma isteğimizi büyük ölçüde kötüye kullandı. Daha fazlasını yapmak, daha fazla çalışmak, daha fazla tüketmek, daha hızlı yaşamak, daha hızlı alışveriş yapmak için programlandık.
Bizim için yavaşlamak, bu zihniyeti reddetmek ve gerçekten nasıl yaşamak istediğimizi, gerçekten ne istediğimizi ve neye ihtiyacımız olduğunu ve eylemlerimizin çevreyi ve çevremizdeki diğer insanları nasıl etkilediğini yeniden düşünmek için zaman ayırmak anlamına geliyor.
Yavaş cilt bakımı’ pratiğini savunuyorsunuz. Bize bu pratikten biraz bahsedebilir misiniz?
‘Self care’ kendine özen gösterme konusu da maalesef kapitalizimin etkisinde kaldı. Daha fazla kozmetik satın almaya ve kullanmaya, daha fazla tedavi görmeye, kendimizi spor salonunda sürekli egzersiz yapmaya zorladık ve ameliyat gibi dışsal müdahalelere yöneldik. Halbuki bedenimizin saygı duyulması gereken doğal bir biyo-ritmi var. Cilt (ve beden) yaşlanması kaçınılmaz. Bu çok yavaş bir süreç olduğundan hızlı düzeltmeler etkili olmuyor. Sağlıklı cildin daha uzun süre korunması, günlük cilt bakımına kalıcı ve ömür boyu ‘yavaş’ bağlılık gerektiriyor. Bu ritüel çok temel ve çok basit olabilir; sadece temizlik, nemlendirme, koruma yeter; üstelik pahalı olması da gerekmez; ama kalıcı olması şarttır…